İstanbul'un Fethi: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
sayfa eski haline getirildi |
k robot Adding: gl:Caída de Constantinopla, id:Jatuhnya Konstantinopel Modifying: ru:Падение Константинополя (1453) |
||
61. satır: | 61. satır: | ||
[[fi:Konstantinopolin piiritys]] |
[[fi:Konstantinopolin piiritys]] |
||
[[fr:Chute de Constantinople]] |
[[fr:Chute de Constantinople]] |
||
[[gl:Caída de Constantinopla]] |
|||
[[hu:Konstantinápoly eleste]] |
[[hu:Konstantinápoly eleste]] |
||
[[id:Jatuhnya Konstantinopel]] |
|||
[[it:Caduta di Costantinopoli]] |
[[it:Caduta di Costantinopoli]] |
||
[[ja:コンスタンティノープルの陥落]] |
[[ja:コンスタンティノープルの陥落]] |
||
[[pt:Queda de Constantinopla]] |
[[pt:Queda de Constantinopla]] |
||
[[ru:Падение Константинополя]] |
[[ru:Падение Константинополя (1453)]] |
||
[[sv:Slaget om Konstantinopel]] |
[[sv:Slaget om Konstantinopel]] |
Sayfanın 11.35, 25 Mart 2006 tarihindeki hâli
İstanbul'un Fethi, 29 Mayıs 1453'te, şehri günlerdir kuşatan Osmanlı ordusunun, şimdi İstanbul olarak bilinen, o zamanki adıyla Constantinopolis şehrini Sultan Mehmet'in komutanlığında fethetmesidir. Bu fetihten sonra Osmanlı Devleti bir İmparatorluk olmuş, henüz 21 yaşında olan Sultan Mehmet, fatih ünvanını da alarak "Fatih Sultan Mehmet" olarak anılmaya başlamıştır. Tarihteki en önemli devletlerden olan Roma İmparatorluğu, tamamen yıkılmıştır.
Önceki fetih denemeleri
Karadeniz'i ve Akdeniz'i birbirine bağlayan yolun üzerinde kurulu olan İstanbul şehri, günümüzde olduğu kadar o zaman da oldukça önemli bir yerdi. 1453 yılına kadar İstanbul farklı zamanlarda, Araplar, Avrupalılar ve Osmanlılar tarafından defalarca kuşatılmış, fakat gerek Bizans'ın sahip olduğu Rum ateşi (grejuva) gerekse şehrin o zamanlar için aşılamaz olarak görülen surları, bu fetih hareketlerini başarısız kılmıştı.
Kuşatma hazırlıkları
Sultan Mehmet, İstanbul'un fethine karar verdiğinde o zamanki başkent Edirne'de, İstanbul'un aşılamaz olarak bilinen surlarını yerlebir edebilmesi için o güne kadar görülmemiş büyüklükte şahi olarak bilinen topları döktürmüştü. Bu, o güne kadar olan savaş tarihinde hiç görülmemiş bir taktik deneme olacaktı. Zira, o zamanlar barutun ateşli silahlarda kullanımı pek bilinmeyen bir teknikti. Topları hallettikten sonra, denizden Bizans'a gelebilecek yardımları engellemek için Yıldırım Beyazıt tarafından inşa edilmiş olan Rumeli Hisarı'nın karşısına Anadolu Hisarı'nı (Boğazkesen Hisarı) yaptırtmayı düşünüyordu.
Yapılan hazırlıkların kendisine yönelik olduğunu anlayan Bizans imparatoru Konstantin, Sultan Mehmet'i hediyelerle vazgeçirmeye çalışırken, bir yandan da Avrupa devletlerine elçiler yollayarak onları durumdan haberdar ediyor ve yardım istiyordu. Ancak 1054 yılında birbirlerinden ayrılan Katolik Kilisesi ile Ortodoks Kilisesi yüzünden, Papa V. Nikola Bizans'ı desteklemeye pek olumlu bakmıyordu. Buna rağmen bazı İtalyan şehir devletlerinden bir kısmı askeri birliklerini Bizans'a yardımcı olmak amacıya İstanbul'a yollamıştı ama yine de Avrupa'nın büyük devletleri Bizans'ı desteklememe kararı almışlardı. Bütün yardımlarla Bizans ordusu 7.000 normal, 2.000 paralı askerden oluşuyordu. Şehri savunan duvarlar ise 22.5 kilometreyi bulmakla beraber döneminin en güçlü surları olarak biliniyordu.
Sultan Mehmet ise 20.000 yeniçerinin de dahil olduğu 100.000 kişilik bir kuvveti yönetiyordu. Ayrıca inşa ettirdiği hisara rağmen bir de donanma inşa ettirmişti. Ordusunu İstanbul civarında toplamasına rağmen, yardım göndermelerini önlemek amacıyla bazı Balkan devletlerine kendine bağlı komutanların komuta ettiği ordular göndererek olası yardımları yok etmek, yardım yollamayı düşünenlere ise gözdağı vermek istiyordu. Durumun git gide ümitsizleştiğini gören Bizans imparatoru, surların önlerine geniş hendekler açtırmış, Haliç'in güvenliğini sağlamak amacıyla da girişine zincir çektirmişti.
Kuşatma
Ordusu ile İstanbul'un önünde bulunan Sultan Mehmet, Bizans imparatoruna bir elçi göndererek teslim olması çağrısında bulunmuş, fakat bu çağrı reddedilmişti. Bunun üzerine tarihteki en son İstanbul kuşatması başlamıştı.
Kuşatma, Türk topçusunun surları top ateşine tutmasıyla başlamıştı. Bizans ordusu ise, kendisini çevreleyen bu güçlü surların içinde surlarda açılan gedikleri kapatmaya çalışıyordu. Osmanlı ayrıca donanması ile Haliç'i zorluyor fakat zinciri aşamadıklarından gemiler Haliç'e giremiyordu. Günlerdir süren kuşatma harekatının henüz bir başarı getirmemesi ve Cenevizliler donanmasından gelen yardımın boğazı geçerek Haliç'e girmesi Sultan Mehmet'i çok sinirlendirmiş ve atını boğazın sularına sürerek donanmasına emirler yağdırmıştı. Komutanlarına emir vererek orduyu saldırı için hazırlamalarını söylemişti.
Saldırı hazırlıkları
Sultan Mehmet, Theodosius Surlarına ve şehrin su ile çevrilmemiş tek bölgesini batıdan gelebilecek herhangi bir saldırıdan koruyan hendeklere saldırmayı tasarladı. Ordusu 2 Nisan 1453'de şehrin doğusuna yerleşti. Top haftalarca surları dövdü fakat yeterli gedikler açamadı. Son derece yavaş geri dolum hızından dolayı her bir atıştan sonra Bizanslılar hasarın çoğunu tamir edebiliyorlardı.
Sonra Türkler, yeraltı tünelleri yapıp surların altlarını kazarak yarma yolunu denediler. Kazıcıların çoğu, Sırp Despot'u tarafından Nvo Brdo'dan gönderilen Sırplardı ve Zağnos Paşa'nın emri altında idiler. Lakin Bizanslılar, Johannes Grant adında Alman olduğu söylense de, muhtemelen İskoç olan bir mühendisi görevlendirdiler. Johannes karşı tüneller kazdırdı ve Bizans birlikleri tünellere girip Türk işçileri öldürdüler. Diğer Türk tünelleri de suyla dolduruldu. Son olarak Bizanslılar önemli bir Türk mühendisi esir aldılar ve işkence yaptılar. Mühendis, sonradan yıkılan Türk tünellerinin hepsinin yerini söyledi.
Sultan Mehmet, şehrin ödemeyeceğini bildiği çok büyük vergi karşılığında ablukayı kaldırmayı önerdi. Bu da geri çevrilince, Bizanslı askerlerin kendi birlikleri tükenmeden önce bitkin düşeceğeni bilerek saf güçle duvarları alt etmeyi tasarladı. 22 Mayıs gecesi şehrin savunucuları için kötü bir alamete işaret etmesi gereken bir ay tutulması vardı.
Nihai saldırı
29 Mayıs sabahı saldırı başladı. Hücümün ilk dalgasını mümkün olabildiği kadar çok Bizans askerini öldürmeye niyetli acemi askerler olan azaplar oluşturuyordu. Ayrıca Haliç'ten de Bizans'a baskı uygulayabilmek için gece yağlı kütükler üzerinde karadan Haliç'e taşınan gemiler o sabah Bizans askerlerine süpriz olmuştu. Anadolulardan oluşan ikinci baskın, şehrin kuzeydoğusundaki, topla kısmen hasar almış, Blachernae surlarının bir bölümüne odaklanmıştı. Uzun süren bu çarpışmalar sonucunda Ulubatlı Hasan adındaki bir yeniçeri, aldığı 40 ok darbesine1 rağmen hayatta kalarak Osmanlı sancağını dikmiş, neticesinde ateşlenen Osmanlı ordusu 29 Mayıs 1453'te İstanbul'un surlarını aşmıştı.
Ancak savaş henüz bitmemişti. Hala yaşayan Bizans askerleri, Osmanlı askerleriyle sokak aralarında çarpıyorlardı. Kısa süren bu dövüşten sonra Bizans ordusu yenilmiş ve Osmanlı ordusu, Fatih Sultan Mehmet ile İstanbul'un yeni sahibi olmuştu.
Fethin sonuçları
O günün dünyasındaki en önemli şehirlerden olan İstanbul'un düşmesi, gerek dünyada gerekse Anadolu'da birçok etki yaratmıştı.
İç sonuçlar
- O zamana kadar sadece bir devlet olan Osmanlı, artık bir İmparatorluk haline gelmişti.
- Anadolu ve Balkanlar arasındaki geçişlerde bir engel olan Bizans yıkılmış, arada engel kalmamıştı.
- Birçok kere Osmanlı şehzadelerini ve Avrupa ülkelerini kışkırtan Bizans artık bunu yapamayacaktı.
- Müslüman dünyasında Osmanlı Devleti daha saygın bir hale gelmişti
- Müslümanların peygamberi Hz. Muhammed'in hadis-i şerifindeki o şanlı komutan, Fatih Sultan Mehmet olmuş ve peygamberinin övgüsünü almıştı
Dış sonuçlar
- Avrupa ve Balkan devletlerinin Osmanlı'yı Balkanlardan atma çabaları sonuçsuz kalmıştı
- İstanbul'dan İtalya'ya kaçan sanatkarlar ve bilim adamları, rönesans ve reform hareketlerini hızlandırmışlardı
- Dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Roma İmparatorluğu tamamen yok olmuştu
- Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ başlamıştı